Aciziz ve aynı zamanda muhtacız,
Sağlığımızın değerini hastayken anlıyor, iyileşmenin çarelerine hemen bakıyoruz. Zorluktur hastalık çünkü ihtiyaç duyarsın yardıma ve ilgi-alakaya.Boş değildir,hastalık bile mücadeledir aslında..
Yaşamın o ilk ışıklarıdır güneşin aydınlığıyla ve Allah’ ın vermiş olduğu enerjiyle uyanırız yepyeni bir sabaha. Beni de yeri ve göğü ve daha birçok şeyi aynı anda kuşatan yaratıp buna malik olan rabbimin emrine her an boyun eğenleriz.
19- Yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve onda her şeyden ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik.
20- Ve orada sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler için geçimlikler kıldık.
21- Hiç bir şey yoktur ki, kaynağı katımızda olmasın; ancak onu bilinen bir takdir ile indiririz.
22- Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa onun kaynağı sizin elinizde değil.
23- Muhakkak biz, gerçekten biz yaşatır ve öldürürüz ve varis olanlar biziz.
24- Muhakkak ki sizden öncekileride sonrakileride biliriz.
25- Ve muhakkak senin Rabbin, O, onları haşredecektir. Gerçekten O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.(hicr)
Benim aciziyetim başım ağrıyorken başka bir işe kendimi veremeyişimden bellidir. Düşünemem belki iki şeyden daha fazlasını, çocuğumun yaralanmasını önleyemem, vs… yeterliliğimi ve yetersizliğimi rab belirlemişken benim onun vereceği her hayra muhtaçlığımı unutmamalıyım. Bilmezken bilir oldum. Hatırlamadığım birçok evrelerden geçtim, yaşarken bi göz açıp kapadım sanki…
1- Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan bir süre gelip-geçti.
2- Muhakkak biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören kıldık.
3- Biz ona yolu gösterdik; ya şükredici olur ya da nankör (kafir).(insan)
Yaşıyorum ve yol almaktayım rabbime benim yapıp ettiklerim benle kalacakken allahın bana vermiş olduğu araçlarla tıpkı Hz İbrahim, Musa, İsa veya Yeremya gibi olmalıyım… Varlıklarıyla hem nimet hem de külfet diye bakmadan onlarla başaran, emin ve mutmain olmalı. Onlar yalnız rablerinden dilediler ve ona sığındılar. Allah da yolu kolaylaştırdı. Zor olan bilindiği gibi bildiğini bilmez -göremez olmaktı…istiyorsan cenneti (o bahçede) sende kendini görüyorsan bunu asla kendini avutarak yapmayacak kadar yaşadığından emin olarak yap.Değilse ne yaparsan yap ne yeri yarabilirsin nede göklere erişebilirsin..aciz bir kulsun sadece.
98- Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.
99- Ve yakin sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.(hicr)
Sağlığımızın değerini hastayken anlıyor, iyileşmenin çarelerine hemen bakıyoruz. Zorluktur hastalık çünkü ihtiyaç duyarsın yardıma ve ilgi-alakaya.Boş değildir,hastalık bile mücadeledir aslında..
Yaşamın o ilk ışıklarıdır güneşin aydınlığıyla ve Allah’ ın vermiş olduğu enerjiyle uyanırız yepyeni bir sabaha. Beni de yeri ve göğü ve daha birçok şeyi aynı anda kuşatan yaratıp buna malik olan rabbimin emrine her an boyun eğenleriz.
19- Yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve onda her şeyden ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik.
20- Ve orada sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler için geçimlikler kıldık.
21- Hiç bir şey yoktur ki, kaynağı katımızda olmasın; ancak onu bilinen bir takdir ile indiririz.
22- Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa onun kaynağı sizin elinizde değil.
23- Muhakkak biz, gerçekten biz yaşatır ve öldürürüz ve varis olanlar biziz.
24- Muhakkak ki sizden öncekileride sonrakileride biliriz.
25- Ve muhakkak senin Rabbin, O, onları haşredecektir. Gerçekten O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.(hicr)
Benim aciziyetim başım ağrıyorken başka bir işe kendimi veremeyişimden bellidir. Düşünemem belki iki şeyden daha fazlasını, çocuğumun yaralanmasını önleyemem, vs… yeterliliğimi ve yetersizliğimi rab belirlemişken benim onun vereceği her hayra muhtaçlığımı unutmamalıyım. Bilmezken bilir oldum. Hatırlamadığım birçok evrelerden geçtim, yaşarken bi göz açıp kapadım sanki…
1- Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan bir süre gelip-geçti.
2- Muhakkak biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören kıldık.
3- Biz ona yolu gösterdik; ya şükredici olur ya da nankör (kafir).(insan)
Yaşıyorum ve yol almaktayım rabbime benim yapıp ettiklerim benle kalacakken allahın bana vermiş olduğu araçlarla tıpkı Hz İbrahim, Musa, İsa veya Yeremya gibi olmalıyım… Varlıklarıyla hem nimet hem de külfet diye bakmadan onlarla başaran, emin ve mutmain olmalı. Onlar yalnız rablerinden dilediler ve ona sığındılar. Allah da yolu kolaylaştırdı. Zor olan bilindiği gibi bildiğini bilmez -göremez olmaktı…istiyorsan cenneti (o bahçede) sende kendini görüyorsan bunu asla kendini avutarak yapmayacak kadar yaşadığından emin olarak yap.Değilse ne yaparsan yap ne yeri yarabilirsin nede göklere erişebilirsin..aciz bir kulsun sadece.
98- Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.
99- Ve yakin sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.(hicr)